understanding
i. 1. anlayış, anlama, kavrayış; kavrama gücü. 2. anlaşma: We have come to an understanding. Bir anlaşmaya vardık. He attends the meetings on the understanding that he may neither speak nor vote. Konuşmaması ve oy kullanmaması şartıyla toplantılara katılıyor. 3. bilgi: My understanding of physics is limited. Fizik bilgim sınırlı. 4. anlayış, halden anlama; birbirini anlama: It´s an organization that works to promote international understanding. Ülkelerin birbirini daha iyi anlamaları için çalışan bir kuruluştur.