voluntary
s. 1. isteyerek yapılan, isteğe bağlı, kendiliğinden yapılan; ihtiyari: He made a voluntary confession of his crime. Suçunu kendiliğinden itiraf etti. voluntary effort isteyerek gösterilen çaba. In some countries military service is voluntary, not compulsory. Bazı ülkelerde askerlik isteğe bağlı, zorunlu değil. 2. gönüllü: voluntary service gönüllü hizmet. 3. istemli: voluntary and involuntary bodily movements istemli ve istemsiz bedensel hareketler. 4. gönüllülerin emek ve bağışlarıyla desteklenen (kurum). 5. bile bile yapılan: His rudeness was voluntary. Bile bile kabalık etti.