wet Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
wets. (--ter, --test) 1. yaş, ıslak. 2. yağmurlu: a wet day yağmurlu bir gün. 3. k. dili içki yasağı olmayan (yer). f. (wet/--ted, --ting) 1. ıslatmak; ıslanmak. 2. -e işemek, -i ıslatmak: Small children sometimes wet the bed. Küçük çocuklar bazen yatağını ıslatır. i. yaşlık, nem, rutubet.
-
wet behind the earsk. dili toy, acemi, acemi çaylak.
-
wet blanketk. dili neşeyi kaçıran/şevki kıran kimse.
-
wet nursesütnine, sütanne, sütana.
-
wet nursesütnine.
-
wet to the skiniliklerine kadar ıslanmış.