whirl
f. 1. fırıl fırıl dönmek, hızla dönmek; fırıl fırıl döndürmek, hızla döndürmek. 2. (about/around) dönüvermek: She whirled around and gave me a slap on the face. Birden dönüp yüzüme bir tokat attı. 3. büyük bir hızla geçmek; vızır vızır geçmek. i. 1. fırıl fırıl dönme, hızlı dönüş; fırıl fırıl döndürme, hızlı döndürüş. 2. küçük çevrinti: Trout can be found near the whirls in the stream. Alabalık, çaydaki küçük çevrintilerin yakınında bulunabilir. 3. koşuşturma. 4. heyecan. 5. hızlı geçiş; vızır vızır geçiş.