white Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
- 
					whites. 1. beyaz, ak. 2. beyaz ırktan olan, beyaz. 3. beyaz ırktan olanlara ait, beyazlara ait: a white neighborhood beyazların oturduğu bir semt. i. 1. beyaz renk, beyaz, ak. 2. beyaz ırktan olan kimse, beyaz.
 - 
					white antakkarınca, termit.
 - 
					white elephantartık sahibinin işine yaramayan bir şey; vaktiyle işe yarayan fakat şimdi dert olan bir şey.
 - 
					white elephantartık sahibinin işine yaramayan bir şey; vaktiyle işe yarayan fakat şimdi dert olan bir şey.
 - 
					white goodsbeyaz eşya.
 - 
					white heat1. fiz. beyazın ısısı. 2. (bir olayda) en ileri safha, en kızışık an, zirve: while the battle was at white heat muharebe en şiddetli safhasındayken.
 - 
					white horehoundbot. köpekayası.
 - 
					white leadüstübeç.
 - 
					white liezararsız yalan.
 - 
					white meatbeyaz et.
 - 
					white mousebeyaz fare.
 - 
					white mulberrybeyaz dut.
 - 
					white plagueverem.
 - 
					white poplarbot. akkavak.
 - 
					White RussiaBeyaz Rusya.
 - 
					white sauceahçı. beyaz sos.
 - 
					white tiefrakla birlikte takılan beyaz papyon.
 - 
					white winebeyaz şarap.