whole Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • whole
    s. 1. tam; bütün, tüm: He stayed there for a whole week. Tam bir hafta orada kaldı. She talked the whole time. Hep konuştu. Give me your whole attention! Tüm dikkatini bana ver! The whole group came. Gruptakilerin tümü geldi. 2. bütün, tam: Can you knock back a whole bottle? Bütün bir şişeyi devirebilir misin? i. bütün: Two halves make a whole. İki yarım bir bütünü oluşturur.
  • whole number
    mat. tamsayı.