without Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
- 
					withoutedat 1. -siz: You can´t live without money. Parasız yaşanmaz. He won´t go without her. Onsuz gitmez. It´s merely sound without sense. Sadece anlamsız sesler. 2. -meden: Don´t act without thinking. Düşünmeden harekete geçme. He was fired without explanation. Hiçbir açıklama yapılmadan işinden çıkarıldı. Can we get in without being seen? Kimse görmeden içeri girebilir miyiz? 3. dışında: They had encamped without the city. Şehrin dışında ordugâh kurmuşlardı. z. 1. dıştan. 2. eski dışarı, dışarıda: It was raining without. Dışarıda yağmur yağıyordu.
 - 
					without a breakara vermeden.
 - 
					without a hitchaksamadan, pürüzsüz.
 - 
					without ceremonyteklifsizce.
 - 
					without demuritiraz etmeden.
 - 
					without doubtkuşkusuz, şüphesiz.
 - 
					without exceptionayrım yapmaksızın.
 - 
					without failmutlaka.
 - 
					without further adohemen, ses çıkarmadan.
 - 
					without numbersayısız, hesapsız.
 - 
					without numbersayısız, sayılamayacak kadar çok.
 - 
					without pricepaha biçilmez.
 - 
					without protestitiraz etmeden.
 - 
					without questionkuşkusuz, şüphesiz, tartışmasız, muhakkak.
 - 
					without reference to-i hesaba katmayarak.
 - 
					without regard to-e bakmadan, -e aldırmadan.
 - 
					without reservationtamamen.
 - 
					without rhyme or reasonmantıksız.
 - 
					without stint1. sınır koymadan. 2. pek çok.
 - 
					without the exception of... dışında.