yerinde Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

Türkçe - İngilizce

  • yerinde
    1. apt, fitting, appropriate; apropos. 2. well-timed. 3. good, fine: Aydın´ın keyfi yerinde. Aydın´s in good spirits. 4. aptly; fittingly, appropriately. 5. at the right time. 6. old enough to be: Babası yerinde bir adamla evli. She´s married to a man old enough to be her father. 7. the same as, like: Ayten, sen kızım yerindesin. Ayten, you´re like a daughter to me.