you Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
youzam. 1. sen; siz; sizler; seni; sizi; sana; size: Hey you! Come here! Hey sen, buraya gel! You children don´t be late! Çocuklar, siz geç kalmayın! What´s it to you? Sana ne? 2. Genellemelerde kullanılır: You don´t go there alone. Oraya tek başına gidilmez.
-
You bet!k. dili Elbette!/Hay hay!
-
You can thank your lucky star it wasn´t you!k. dili Sen olmadığın için talihine şükret!
-
You can´t be serious!Ciddi olamazsın!
-
You devil!Seni şeytan seni!
-
You don´t say!k. dili Yok canım!
-
You flatter yourself.O senin hüsnükuruntun.
-
You get good value for your money there.Orada ödediğin para karşılığında iyi mal alırsın.
-
You look a sight!k. dili Aman, bu ne hal böyle?
-
You mean everything to me.Sen benim her şeyimsin.
-
You rascal you!Seni gidi seni!/Ah seni seni!
-
You scratch my back and I´ll scratch yours.k. dili Al gülüm, ver gülüm./Sen bana yardım et, ben de sana ederim.
-
You see ....1. Yani .../İşte .... 2. Gördün mü?
-
You were wrong not to have gone.Gitmemekle doğru etmedin.
-
You would tell her, wouldn´t you?1. Gidip ona yetiştirirsin, değil mi? 2. İlle ona söylersin, değil mi?