İstanbul Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

Türkçe - İngilizce

  • İstanbul
    Istanbul. -- Boğazı the Bosphorus, the Bosporus. -- efendisi a real gentleman, very polite man. -- kaldırımı çiğnemiş experienced in the ways of the city. -- kazan, ben kepçe. colloq. I left no stone unturned in Istanbul. --´un taşı toprağı altın. colloq. The streets of Istanbul are paved with gold.